Ana içeriğe atla

UÇUŞ TAZMİNATI

TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK MÜDÜRLÜĞÜNDE HAVA ARACI BAKIM TEKNİSYENİ OLARAK GÖREV YAPAN DAVACININ, UÇUCU TEKNİSYEN OLARAK ALDIĞI "İŞ UÇUŞ TAZMİNAT"INDAN GELİR VERGİSİ KESİLEMEYECEĞİ VE BU İDDİANIN DÜZELTME ŞİKAYET BAŞVURUSU KAPSAMINDA İNCELENEBİLECEĞİ HK.<
Temyiz Eden : Maliye Bakanlığı - ANKARA
Karşı Taraf : ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Türk Hava Yolları Teknik Müdürlüğünde hava aracı bakım teknisyeni olarak görev yapan davacının uçucu teknisyen olarak aldığı iş uçuş tazminatından gelir vergisi kesilemeyeceğini ileri sürerek yaptığı düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin 7.6.2004 tarihli Maliye Bakanlığı işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 9. Vergi Mahkemesi 12.5.2005 günlü ve E:2004/1614, K:2005/703 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 29 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında, subay, astsubay, erbaş ve erlere ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile Türk Hava Kurumu veya kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilenlere uçuş hizmetleri, deniz altında dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemelerin gelir vergisinden müstesna olduğunun öngörüldüğü, 128 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de maddede belirtilen istisnanın, fiili uçuş ve dalış hizmetleri karşılığında tazminat, gündelik, ikramiye gibi adlar altındaki ödemelere münhasır olduğunun belirtildiği, davacının hava aracı bakım teknisyeni olarak Türk Hava Yolları Teknik Müdürlüğünde, uçucu teknisyen olarak çalıştığı, fiilen uçuş hizmetinde bulunmadığı zamanlarda ödenen iş uçuş tazminatından gelir vergisi tevkifatı yapılamayacağı ileri sürülerek yapılan başvurunun reddi üzerine davanın açıldığı, Gelir Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinde uçuş hizmetleri dolayısıyla bu hizmeti verenlere ödenen tazminatın istisna kapsamında olduğunun öngörüldüğü, ancak Kanunda istisnanın fiilen uçuş yapılan sürelere ilişkin ödemelere uygulanacağına ilişkin açık bir düzenlemenin yer almadığı, buna karşın tebliğle istisnadan yararlanabilmek için fiilen uçuş yapılması ek şartının getirildiği, bu nedenle iş uçuş tazminatı adı altında yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılamayacağı, haksız yere kesilen vergiler için faiz ödeneceğine ilişkin kanunda açık hüküm bulunmadığından faiz isteminde isabet görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, faiz isteminin reddine karar vermiştir. Davalı İdare, davacının fiilen uçuş yapmadığı süreler için aldığı uçuş ücretlerinin istisna kapsamında olmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi H.Gül Yılmaz'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı H.Hüseyin Tok'un Düşüncesi: Türk Hava Yolları Teknik Müdürlüğünde uçuş teknisyeni olarak görev yapan davacıya ödenen tazminatının gelir vergisinden istisna edilmesi gerektiği iddiasıyla bu tazminatından kesilen gelir vergisinin yasal faizi ile birlikte iadesine ilişkin düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açtığı davada; davanın işlem yönünden kabulü, faiz istemi yönünden ise reddine dair Vergi Mahkemesi kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının davalı idarece temyizen bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 2 nci maddesiyle, Türk Hava Kurumu veya kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilenlere uçuş hizmetleri, deniz altında dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla ödenen tazminatlar gelir vergisinden istisna edilmiştir. Sözkonusu madde hükmüyle getirilen istisna yalnız uçuş süreleri ile sınırlı olmayıp, uçuş hizmeti için gerekli olan hazırlık ve bakım hizmetlerini de kapsadığından bu istisnadan uçuş teknisyeni olarak görev yapan davacının da yararlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle yazılı gerekçelerle verilen Vergi Mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davalı idare temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 12.5.2005 günlü ve E:2004/1614, K:2005/703 sayılı kararının onanmasına 27.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI : 112)
BŞ/ÖEK

Yorumlar

  1. uçak bakım teknisyeni olarak,yapılan haksızlığın tüm havacılık camiasında olduğunu düşünüyorum.En çok da bakım yapan bizler etkileniyoruz.Davaların bir çoğu eksik bilgiler sonucu doğan yanlış kararlar sonucu olumsuz sonuçlanıyor bence.Vergiyi bordrolulardan almak kolay kaçıran kaçırıyor zaten...!!
    Haksızlığın kalkması için açılan davaları destekliyorum..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Adım Mehmet 1986 Ankara doğumluyum.Aslen Kırşehirliyim.Lisans Eğitimimi Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesine tamamladım.Şuan Ankara da Gelir İdaresi Başkanlığında çalışmaktayım.
İletişim: hukuk-sal@hotmail.com
Avukatınız varsa sorularını avukatınıza sormanız halinde daha kesin bilgi alacağınızdan emin olabilirsiniz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI NE KADAR SÜRER?

YORUM SINIRI DOLDUĞUNDAN ÖRNEK KARAR İSTEKLERİNİZİ VE SORULARINIZI FACEBOOK SAYFAMIZI BEĞENEREK VE PAYLAŞARAK MESAJ YOLU İLE İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ... ekarar Çekişmeli boşanma davaları genel olarak 3YIL GİBİ SÜRSEDE.dava açıldıgı günden bu boşanma davası 2-4 yılda biter demek hukuken mümkün olmadıgı gibi mantıksızdır. Ayrıca dava temyiz aşamasındaysa yine genel olarak 1-1,5 yıl sürmektedir. Anlaşmalı boşanma durumundaysa taraflar başanmanın mali şartları, velayet konusunda anlaşmaları ve hakimin uygun bulması durumunda tek celsede sonuçlana bilmektedir. Boşanma davalarını uzatan temel sebepleri velayet, mal rajiminin tasfiyesi ve boşanma sebeplerinin ispat edilememesidir.Hatta bir çok dava dilekçesinde gösterilen hususlar boşanma sebebi teşkil etmediğinden yada olaylar boşanma sebebi teşkil etse bile ileri sürülebileceği zamanın kaçırılması sonucu redd edilmektedir. Konu ile ilgili diger makalelere yukarıdaki Aile Hukuku- Boşanma katagorisini takip ederek ulaşabilir...

medeni kanun madde 704-793

İKİNCİ BÖLÜM TAŞINMAZ MÜLKİYETİ BİRİNCİ AYIRIM TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN KONUSU, KAZANILMASI VE KAYBI A. Taşınmaz mülkiyetinin konusu MADDE 704.- Taşınmaz mülkiyetinin konusu şunlardır: 1. Arazi, 2. Tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, 3. Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler. B. Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması I. Tescil MADDE 705.- Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır. II. Kazanma yolları 1. Hukukî işlem MADDE 706.- Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır. Ölüme bağlı tasarruflar ve mal rejimi sözleşmeleri, kendilerine özgü şekillere tâbidir. 2. İşgal MADDE 707.- Tapu kütüğüne kayıtlı bir taşınmazın mü...

İCRA İFLAS KANUNU MADDE 100-150

HACZE İŞTİRAK DERECELERİNİN TEŞKİLİ: Madde 100 - İlk haciz üzerine satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar aynı derecede hacze iştirak edebilecek alacaklılar: 1 - İlk haciz ilamsız takibe müstenitse takip talebinden ve ilama istinat ediyorsa dava ikamesinden mukaddem yapılmış bir takip üzerine alınan aciz vesikasına, 2 - Yukarki fıkrada yazılı tarihlerden önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama, 3 - Aynı tarihlerden mukaddem tarihli resmi veya tarih ve imzası tasdikli bir senede, 4 - Aynı tarihlerden mukaddem tarihli resmi dairelerin veya salahiyetli makamların salahiyetleri dahilinde ve usulüne göre verdikleri makbuz veya vesikaya istinat eden alacaklılardır. Bu suretle iştirak halinde icra dairesi müracaat üzerine aynı derecedeki alacaklıların bütün alacaklarına yetecek nispette ilave suretiyle hacizler yapar. Bunların haricindeki alacaklılar ancak, evvelki dereceden artacak bedeller için hacze iştirak edebilirler. ÖNCE İCRASI LAZIM GELEN MERAS...