Ana içeriğe atla

FESHİ İHBAR SÜRESİ KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ KİRALANANIN TAHLİYESİ

FESHİ İHBAR SÜRESİ
KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
KİRALANANIN TAHLİYESİ

5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA ... [ Madde 3 ]

"ÖZET"

KİRA SÖZLEŞMESİNE KONU YERDE YAPILAN KIYI KENAR ÇALIŞMASI SONUCU TAŞINMAZIN TAPU KAYDI İPTAL EDİLİP KUMSAL OLARAK TESCİL DIŞI BIRAKILMASI, SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİNİ GEREKTİRMEZ. NİTEKİM BELEDİYENİN İDARİ TASARRUFU, KİRACININ İDARİ YARGIYA BAŞVURMASI SONUCU İPTAL EDİLMİŞTİR. BÖYLECE SÖZLEŞMEYE DEĞER VERİLECEĞİ HÜKÜM ALTINA ALINMIŞTIR. KİRA SÖZLEŞMESİNDE TAŞINMAZIN NİTELİĞİ ARSA, ÇAY BAHÇESİ OLARAK BELİRTİLDİĞİNE GÖRE, ÜZERİNE BÜFE YAPILMASI TAŞINMAZIN NİTELİĞİNİ DEĞİŞTİRMEYECEĞİNDEN, İHBAR SÜRESİ BORÇLAR KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE HESAPLANMALIDIR.


"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık, feshi ihbar nedenine dayalı tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, 12.05.2005 tarihli dava dilekçesi ile 06.05.1987 tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak Borçlar Kanunu'nun 262. maddesi gereğince davalının taşınmazdan tahliyesini talep etmiş, davalı ise taşınmazın Borçlar Kanunu'na tabi olmayıp 6570 sayılı Yasa'ya tabi olduğunu, davanın süresinde olmadığını ve davacının dava hakkı bulunmadığını savunarak reddini istemiştir.

Davada dayanılan 06.05.1987 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede 100 m2 büyüklüğündeki arsa, çay bahçesi olarak kiraya verilmiştir. Daha sonra yörede yapılan kıyı-kenar çalışması sonucu oluşan ve kesinleşen kıyı-kenar çizgisi nedeniyle, Hazine tarafından davalı Belediye aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/20 Esas, 2006/42 Karar sayılı kararıyla dava konusu kiralanan yeri de kapsayan 179 ada 2 parsel nolu taşınmazın tapu kaydı kıyı-kenar çizgisinde kaldığından bahisle iptal edilerek, kumsal olarak tescil harici bırakılmasına karar verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir. Böylece taşınmazın niteliği hükmen belirlenmiştir. Taşınmazın niteliğinin bu şekilde belirlenmesi, 06.05.1987 tarihli sözleşmenin sona ermesini gerektirmez. Nitekim davalı kiracı, bu sözleşmeye dayanarak belediye tarafından dava dışı şahsa ihale sonucu yapılan idari tasarrufa karşı idari yargıya başvurarak işlemin iptalini istemiş, Muğla İdare Mahkemesi de işlemin iptaline karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Bu kararla da 06.05.1987 tarihli sözleşmeye değer verilmesi gerektiği hükmen saptanmıştır.

O halde, 06.05.1987 tarihli sözleşmenin geçerliliğini koruduğunun kabulü gerekir.

Uyuşmazlığın 6570 sayılı Yasa hükümlerine mi, yoksa Borçlar Kanunu'na göre mi çözümleneceği hususuna gelince; bunun için öncelikle kiralananın niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Taraflar arasında 06.05.1987 tarihli kira sözleşmesinde, taşınmazın niteliği "100 m2 arsa, çay bahçesi" olarak belirlenmiştir. Sonradan bu taşınmazın üzerine büfe yapılması, bu taşınmazın niteliğini değiştirmez. Nitekim Datça Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.2005 tarih ve 2004/1997 Esas, 2005/10 Karar sayılı kararında da taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirlenmiş, ancak arsaların Borçlar Kanunu'nun 262. maddesi hükmüne girmediğinden bahisle dava reddedilmiş ise de, arsalar Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olup, feshi ihbar süresinin 262. maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekeceğinden, mahkemece varılan sonuç bu davayı etkilemez. Yukarıdan beri açıklanan hususlar karşısında taşınmazın niteliğinin arsa olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda 06.05.1987 tarihli ve bir yıl süreli sözleşmeye nazaran 14.02.2005 tarihinde keşide olan ve 17.02.2005 tarihinde tebliğ olan ihtarname Borçlar Kanunu 262/2. maddede öngörülen feshi ihbar süresini kapsadığından, başka bir neden aramaya gerek olmaksızın davalının kiralanandan tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 03.04.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Katkı Payı Alacağı ve Katılma Alacağı

8. Hukuk Dairesi         2014/20399 E.  ,  2016/2153 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Katılma Alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının reddine dair ... 5. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu davalı adına kayıtlı iki adet taşınmaz ve kira gelirleri yönünden alacak ile müşterek çocukları adına yurtdışından ödenen bakım paralarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, taşınmazlar yönünden davacının katkısının bulunmadığını, 2005 yılından beri bakım parası almadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, çocuk b akım parası için dava değeri belirtilmediği ve yatırılmış bir harç bulunmadığı, dava konusu t

Tedbir Nafakasının Miktarı

Tedbir Nafakasına Ne Kadar Hükmedileceğine Dair Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi         2015/18941 E.  ,  2016/2827 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım  nafakası  davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı S.. reşit olup, eğitim masrafları nedeniyle nafaka talebinde bulunmuş olup; mahiyeti itibariyle (TMK. nun 328\2 ve 364/1 mad.) istenilen nafaka yardım  nafakası  niteliğindedir. Mahkemece, yanılgılı nitelendirme sonucu " tedbir   nafakası " olarak hüküm oluşturul

BOŞANMA DAVASI NE ZAMAN KESİNLEŞİR

YORUM SINIRI DOLDUĞUNDAN ÖRNEK KARAR İSTEKLERİNİZİ VE SORULARINIZI FACEBOOK SAYFAMIZI BEĞENEREK VE PAYLAŞARAK MESAJ YOLU İLE İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ... ekarar Boşanma sonrasında (ilk derece mah karar verdikten sonra )aslında hukukken boşanmış sayılmazsınız.Boşanma kararınızın kesinleşmesi gerekir.Peki boşanma ne zaman kesinleşir?kararın taraflara tebliginden itibaren 15 gün içinde temyiz edilmezse karar kesinleşir.15 gün sonra sizin bir şey yapmanıza gerek kalmadan mahkeme boşanma kararını nüfus müdürlügüne bildirerek böylece nüfusa işlenmesi sağlanır.Bu işlem takribi 3 hafta sürer.Boşanan kadın boşanma kararından(kesinleşme) itibaren 300 gün içinde yediden evlenemez.Fakat hamile olmadıgını ispatlar yada dogum gerçekleşirse süre kalkar. konu ile ilgili diger makaleler için tıklayınız. Makale içerik bilgileri:boşanma sonrası, boşanma sonrası evlilik, boşanma sonrası evlilik(iddet) süresi