Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TAKSİM EDİLMEMİŞ MİRAS HİSSESİNİN HACZİ VE SATİŞİ

TAKSİM EDİLMEMİŞ MİRAS HİSSESİNİN HACZİ VE SATIŞI GENEL OLARAK: Bilindiği üzere miras bırakanın ölümü yada gaipliğine karar verilmesi ile miras bir kül olarak kanuni yada atanmış mirasçılara geçer. Bu durumda taksim edilemese ve borçlunun miras yoluyla devraldığı menkul ve gayrimenkuller haczedilebilecektir. Taksim edilmemiş miras hissesi haczedilirse icra müdürlüğü diğer hissedarlara miras payının haczedildiğini bildirecek ayrıca taşınmazlarda tapu siciline bir müzekkere ile payın haczedildiği bildirilecektir. Alacaklı miras payının satışını istediğinde ise icra müdürü satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden soracaktır. İcra mahkemesi satışın ortaklığın giderilmesi davası açılarak yapılması ve dava sonucunda hisseye düşen paranın ödenmesine karar verebileceği gibi, iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilerek hissenin satışının daha uygun olacağına karar verebilir. Bu durumda alacaklıya bu davaları açmak için yetki belgesi düzenleyecektir. Alacaklı icra

Tasarrufun İptali Davasİ

TASSARRUN İPTALİ DAVASI Tasarrufun iptal İİK m.277-284 ve AATUHK m.24-31 arasında düzenlenmiştir. İcra takibi yoluyla hacizde borçlunun mallarının haczedilmesinden önce, iflasta borçlunun iflasına karar verilmesinden önce borçlunun kendi malları üzerindeki tasarruf yetkisinde bir kısıtlama yoktur. Borçlunun tasarruflarının kısıtlanmadığı bu dönemde alacaklının haklarını zayi etmek için şüpheli tasarruflarda bulunabilirler.İşte bu gibi tasarruflara karşı alacaklılar İİK m.277-284 ve AATUHK m.24-31 ‘e göre iptal davası açabileceklerdir. İptal Davasının Hukuki Niteliği: Hukukta İPTAL kelimesi baştan itibaren geçersiz olan durumun, yenilik doğuran bir hakkında kullanılmasıyla baştan itibaren geçersizliğinin tespit edilmesidir. İİK.m 277 ve devamında düzenlenen iptal davasında ise iptale tabi işlem maddi hukuk bakımından iptal edilmez, burada işlemin cebri icra anlamında sadece alacaklı bakımından hükümsüz olmasıdır.Nitekim alacaklı davayı kazanı

Boşanma Davası ve Yoksulluk Nafakasi

- Yoksulluk Nafakası İstemi: Medeni Kanunun 175 inci maddesine göre boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf, yoksulluk nafakası talep edebilecektir. Kişinin yoksulluk nafakası talep edebilmesi için gerekli şartlar ise şu şekildedir: · Nafaka talep eden taraf, diğer taraftan daha az kusurlu olmalıdır. Yargıtay’ın terk nedeniyle boşanma davasında, terk eden eşin ihtara uymamasını kusur olarak addetmiş olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu konuda başkaca bir kararı ise şu şekildedir: “Haklı bir neden olmaksızın terk daveti üzerine müşterek konuta dönmeyen kadın kusurludur . Yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesi gerekir.” (Y.2.HD. E: 2003/3487 K: 2003/6307 T: 29.04.2003) · Taraf boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmelidir. Burada Yargıtay’ın vermiş olduğu birkaç kararı örnek göstermek yoksulluğa düşme ölçütü bakımından açıklayıcı olacaktır: “Yoksulluk nafakasının reddedilebilmesi için, nafaka isteyen eşin düzenli , devamlı ve y